- büyümek
- увеличиваться, вырастать, расширяться
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
büyümek — nsz 1) Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. F. H. Dağlarca 2) Yetişmek İhtiyar Süleyman Çavuşun ellerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığ gibi büyümek — bir olay birdenbire ve etkileyici bir biçimde büyümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskısız büyümek — serbest bir biçimde yetişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı büyümek — hamile kalmak Felaket bununla bitmemiş, üç ay sonra karnı büyümeye başlamış. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu büyümek — kibirlenmek, büyüklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokma (veya lokması) ağzında büyümek — üzüntü veya iştahsızlık sebebiyle lokmasını yutamamak Ağzımızda lokmalar büyürdü, muşambanın buz gibi teması âdeta ellerimizi yakardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzında büyümek — (bir yiyecek) sevmediğinden veya içi almadığından yutamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinde büyümek — 1) büyütülmek, bakılmak Çocuklar Nimet Hanım adında bir kadının elinde büyüdüler. R. N. Güntekin 2) eğitilmek, bilgi, görgü ve terbiye sahibi olmak, yetiştirilmek Üstadım, ben sizin elinizde büyüdüm, sizden feyzaldım. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünde büyümek — bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
üsmek — büyümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baynımak — büyümek … Beypazari ağzindan sözcükler